Baklagillerdeki besin öğeleri, sindirim sistemi ve kardiyovasküler sağlığa odaklanan ve ayrıca kilo kontrolü ve diyabeti de göz önünde bulunduran gıda ürünü formüllerine katkı sağlayabiliyor. ABD’de artık rutin şekilde “salgın” olarak tanımlanan yüksek obezite, diyabet ve kalp hastalıkları oranları nedeniyle baklagiller içeren gıda ürünleri eskisinden daha uygun ve daha pazarlanabilir bir özellik kazanmıştır.
GÜÇLÜ BESİN KAYNAĞI
Kuru bezelye en güçlü baklagiller arasındadır. Besinsel önemleri, bu bakliyat tanelerindeki protein ve enerji açısından gelişmekte olan medeniyetler için temel teşkil ettiği MÖ 10.000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Kuru bezelyede bulunan yüksek kaliteli protein, doğal diyet lifi ve faydalı nişastayı bugünün modern ortamında dahi yakalamak zordur. Kavrulmuş bezelye unu, bezelye proteini konsantreleri, bezelye lifi ve nişasta izolatları gibi bezelye türevleri günümüzde yeni bir pazarlama cazibesine sahip işlevsel gıda içerikleri olarak ortaya çıkmıştır. Baklagiller USDA(Amerikan Tarım Bakanlığı)’nın Gıda Kılavuzu Piramidinde iki kez yer almaktadır (hem protein hem de bitki kategorilerinde).
EK FAYDALARI OLAN LİF
Lifli gıdalar tüketicilerin dilek listelerinin başında yer almaktadır. Bu anlaşılabilir bir durumdur; USDA, yalnızca 5 Amerikalıdan 1’inin tavsiye edilen günlük lif miktarını tükettiğini ve birçok kişinin lif tüketiminin de tavsiye edilen seviyenin yarısının altında kaldığını bildirmektedir. Günümüz tüketicilerinin yaklaşık %50’sinin lifli gıdaların aslında lezzetli olduğunu ve düzgün beslenmenin de ötesine geçen faydalara sahip olduğunu düşünmeleri olumlu bir gelişmedir. Uluslararası Gıda Bilgilendirme Konseyi’nin 2008 yılında yaptığı ankette tüketicilerin %77’sinin proaktif bir şekilde ilave lif tüketmeye çalıştıkları ortaya çıkmıştır. Formülünüzde kullanacağınız bezelye tozunun 1/4 su bardağında 10 gramdan daha fazla doğal diyet lifi bulunduğu için bunu sağlamak çok daha kolaydır. Bilim jürisi imal edilmiş lif kaynaklarının risk/fayda oranını halen tartışmaya devam etmektedir. Ancak, tam gıdalardan elde edilen doğal lifleri takviye olarak kullanmak kesinlikle mantıksız değildir. Hem Amerikan Kalp Birliği hem de Amerikan Diyetetik Birliği, doğal diyet lif kaynaklarının sağlığı korumaya yönelik hayati rolünü vurgulamaya devam etmektedir.
DİYABET HASTALARI İÇİN BAKLAGİLLERİN ÖNEMİ
Lif konusunda konuşulanlara eşlik eden bir diğer konu da düşük “GE” gıdaların faydalarıdır. Kuru bezelye gibi bakliyatlar düşük bir glisemik endekse (GE) sahiptir, yani, kompleks ve yavaş sindirilen nişasta ve karbonhidrat öğünleri kan şekerindeki sert artışları önler. Kan şekerindeki artışlar yalnızca diyabet hastaları için sorun oluşturmaz, aynı zamanda diyabet sorunu olmayan kitle için de obeziteye neden olabilir ve ateroskleroz açısından daha fazla risk teşkil edebilir.
Yaklaşık 23,6 milyon insanda -ve 20 yaşın üstündeki her 10 Amerikalıdan en az 1’inde- diyabet bulunmaktadır. Bu durum, Amerikan Diyabet Birliğinin (ADA) “lif açısından zengin olan düşük glisemik endekse sahip gıdaların ve diğer hayati besin kaynaklarının [baklagiller gibi] tüketimi hem tüm toplum hem de diyabetliler için teşvik edilmelidir” şeklinde bir açıklama yapmasını zorunlu kılmıştır. Diyabetin önlenmesinin de ötesinde, yüksek glisemik endekse sahip beslenme düzenleri kalp hastalığı açısından bir diğer risk faktörü olan trigliserid oranlarındaki artışla da ilişkilendirilmektedir. Yakın zamanlarda elde edilen bilimsel veriler, yıllar boyunca uygulanacak düşük GE'ye sahip bir beslenme düzeninin koroner kalp hastalığı riskin önemli oranda azalttığını göstermiştir.
PROTEİN İÇİN BEZELYE
Tahıl tanelerindeki protein miktarının iki katına sahip olan kuru bezelyenin 1/4 su bardağında şaşırtıcı şekilde 8 gram yüksek kaliteli, düşük yağlı ve tamamen bitkisel protein bulunuyor. Lisin açısından da zengin olan kuru bezelye ve bezelye unu, tahıl tanesindeki proteinleri tamamlayan bir amino asit dengesine sahip. Bu bakliyatın protein miktarı ve kalitesi bunun dünya genelindeki açlıkla mücadele programlarında hatırı sayılır bir ürün olmasını sağlamaktadır. Bu durum ayrıca, bezelye ununu ve bezelye proteini izolatlarını günümüzde talep edilen protein açısından zenginleştirilmiş unlu ürün ve atıştırmalıklarda kullanıma son derece uygun kılmaktadır.
Bezelye hem folat hem de çinko açısından doğal bir kaynaktır. Bir su bardağında yaklaşık 125 mcg folat bulunan bu bakliyat bu sayede tavsiye edilen günlük folat miktarının %37’sini karşılamaktadır. Folat zenginleştirmesi doğum kusurlarının önlenmesindeki önemli rolü nedeniyle artık ABD’de ekmek dahil olmak üzere birçok unlu ürün için bir zorunluluk haline getirilmiştir. Şimdi, yeni bir araştırmanın sonucu folat tüketiminin astım ve alerji sorunlarını azaltabileceğini göstermektedir. Büyüyen işlevsel gıda piyasasından faydalanmak isteyen günümüz gıda tasarımcıları, çinko açısından zenginleştirilmiş ürünlere daha sıcak bakıyorlar. Bilimsel veriler çinkonun hastalığa direnç ve bağışıklık konusundaki önemli rolünü vurgulamaya devam ediyor. Kuru bezelye unu gibi bakliyatlar hem folat hem de çinko zenginleştirmesi açısından “doğal" bir seçenek teşkil ediyorlar.
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!