Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü ve ortalama her 10 kadından birini etkiliyor.
Günümüzde erken tanı ve yeni tedavi yöntemleri sayesinde hastaların çok önemli bir bölümü sağlığına kavuşuyor ve normal yaşamına geri dönüyor. Meme kanseri, kanser tanı programları içinde değerlendirilebilen bir tür olduğu için kadınların her ay kendi kendine meme muayenesi ile doktorunun önerdiği yaştan itibaren ultrasonografi ve mamografi yaptırması erken tanıya olanak sağlıyor.
Memorial Diyarbakır Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Ahmet Şiyar Ekinci, meme kanseri, tedavi seçenekleri ve hastalığa karşı koruyucu 5 öneri hakkında bilgi verdi.
Genetik ve çevresel faktörlere dikkat!
Meme kanseri riskini en aza indirmek için hastalığa neden olan değiştirilebilir risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerekir. Hormonlu gıdalardan ve özellikle yağlı yiyeceklerden uzak durmak, ilk doğumu 30 yaşından önce yapmak ve emzirmeye özen göstermek, alkol ve sigara kullanmamak meme kanseri riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son dönemlerde soya izoflavanlarının östrojene benzer etkileri meme kanseri ile ilişkili olabileceği deneysel çalışmalarda ortaya koyulmuştur.Ayrıca A, C, E vitaminleri ile beta karotenin, likopenin ve antioksidanların yetersiz olması meme kanseri riskini artırabilir. Özellikle 50 yaş üstü kadınlar bu vitamin ve besinlere karşı dikkatli olmalıdır. Ayrıca bu kanser türünde genetik yatkınlık da çok önemli bir faktördür. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan özellikle anne, teyze, abla gibi birinci derece yakınları meme kanserine yakalanmış olanlar risk grubunda bulunduklarını bilerek doktor kontrolü altında olmalıdır.
Erken teşhis hayat kurtarıyor
Günümüzde meme kanseri vakaları artmakla birlikte tedavideki önemli gelişmeler de hastalara uzun ve kaliteli bir yaşam olanağı sunmaktadır. Erken dönemde teşhis edilen meme kanseri vakaları, günümüzde tamamen tedavi edilebilmekte ve hasta kanserden kurtulmaktadır. Kanser tanısı konulan hastalar; sosyal yaşamdan kopmamaları, morallerini yüksek tutmaları ve tedavi sürecinde yaşanabilecek sıkıntıları en aza indirecek önlemler açısından bilgilendirilmelidir. Hastaların günlük yaşamlarına devam etmelerini sağlamak, tedavi sürecinin olumlu sonuçlanması için oldukça önemlidir.
Kansere karşı bağışıklık sistemi güçlü olmalı
Güçlü bir bağışıklık sistemi tüm hastalıklarda olduğu gibi meme kanserinden korunmada da etkili bir faktördür. Her gün düzenli olarak lif ve probiyotik maya içeren gıdaların yanı sıra süt, yoğurt gibi gıdaların da alınması hem sağlığın korunması hem de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ile kanser riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son yıllarda bazı merkezlerde yapılan çalışmalar, B vitamininin meme kanseri riskini yüzde 50 oranında azalttığını göstermektedir. Bir başka çalışmada B vitamini eksikliği olan ve meme kanseri teşhisi konulan hastalarda, metastaz riskinin B vitamini düzeyi normal olanlara göre daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Balık, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, tereyağı B vitamininden zengin olan besinlerdir.
Cerrahide öncelik memenin korunması olmalı
Meme kanseri tanısı konulan hastalarda bir takım tarama testleri yapılarak, hastalığın başka organlara da metastaz yapıp yapmadığı araştırılır. Böyle bir durum yoksa kanser memede sınırlıysa cerrahi tedavi planlanır. Uzak organ metastazlarında ise tümör çapı büyükse cerrahi öncesinde neoadjuvan tedavisi ardından da cerrahi müdahale yapılır. Her meme kanserinde memenin tümünü almaya gerek yoktur. Tümörün bulunduğu bölge, yerleşim şekli ve türüne göre son dönemlerde meme koruyucu cerrahiler ön plana çıkmaktadır. Bu tedavide memenin tümü değil sadece tümörlü alan alınmaktadır. Multidisiplinel yaklaşım ile cerrahi sonrası kemoradyoterapi nüks oranını oldukça azaltmaktadır. Total mastektomi yapılsa bile aynı seansta rekonstrüktif cerrahi ile hastaya yeni bir meme yapılması mümkündür.
1- Kilo vermeye özen gösterin
Özellikle menopoz döneminde olan aşırı kilolu kadınlar, kilo kontrolüne önem vermelidir. Östrojen hormonunun kaynağı yağ dokusu olduğu için, bu dönemde aşırı kilolu kadınlarda meme kanseri riski ideal kiloda olanlara göre daha yüksektir.
2- Spora başlayın
Günde ortalama 1 saat spor-egzersiz yapmak meme kanseri riskini azaltır. Meme kanseri riskine yakalanıp sonradan iyileşen kadınlar da spor yapmaya özen göstermelidir. Çünkü hastalığa tekrar yakalanma riskine karşı koruyucudur.
3- Stres azaltıcı etkinliklerde bulunun
Stres her hastalıkta olduğu gibi meme kanserinde de tetikleyici faktörlerden biridir. Yoğun iş temposu, sorunlu özel hayat, gürültülü şehir yaşamı strese neden olarak günümüz insanını depresyona sürüklemektedir. Bu nedenle stresi azaltıcı etkinliklerde bulunmak yararlıdır. Spor yapmak, aile bireyleriyle gezilere çıkmak, doğada yürüyüş yapmak gibi etkinlikler stresi azaltabilir. Stres ve depresyon ile baş edilemiyorsa mutlaka bir psikolog yardımı alınmalıdır.
4- Kendi kendinizi muayene edin
Erken teşhis, meme kanseri tedavisinde büyük başarı sağlar. Bu yüzden her kadın ayda bir kez ayna karşısına düzenli kontrollerini yapmalıdır.
5- Mamografi ile takip altında olun
40 yaşın üzerindeki risk gurubunda olmayan kadınlar ortalama 2 yılda bir, risk gurubunda olan kadınlar (genetik yatkınlık olanlar) ise yılda 1 kez mamografi çektirmeleri önerilmektedir.
Günümüzde erken tanı ve yeni tedavi yöntemleri sayesinde hastaların çok önemli bir bölümü sağlığına kavuşuyor ve normal yaşamına geri dönüyor. Meme kanseri, kanser tanı programları içinde değerlendirilebilen bir tür olduğu için kadınların her ay kendi kendine meme muayenesi ile doktorunun önerdiği yaştan itibaren ultrasonografi ve mamografi yaptırması erken tanıya olanak sağlıyor.
Memorial Diyarbakır Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Ahmet Şiyar Ekinci, meme kanseri, tedavi seçenekleri ve hastalığa karşı koruyucu 5 öneri hakkında bilgi verdi.
Genetik ve çevresel faktörlere dikkat!
Meme kanseri riskini en aza indirmek için hastalığa neden olan değiştirilebilir risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerekir. Hormonlu gıdalardan ve özellikle yağlı yiyeceklerden uzak durmak, ilk doğumu 30 yaşından önce yapmak ve emzirmeye özen göstermek, alkol ve sigara kullanmamak meme kanseri riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son dönemlerde soya izoflavanlarının östrojene benzer etkileri meme kanseri ile ilişkili olabileceği deneysel çalışmalarda ortaya koyulmuştur.Ayrıca A, C, E vitaminleri ile beta karotenin, likopenin ve antioksidanların yetersiz olması meme kanseri riskini artırabilir. Özellikle 50 yaş üstü kadınlar bu vitamin ve besinlere karşı dikkatli olmalıdır. Ayrıca bu kanser türünde genetik yatkınlık da çok önemli bir faktördür. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan özellikle anne, teyze, abla gibi birinci derece yakınları meme kanserine yakalanmış olanlar risk grubunda bulunduklarını bilerek doktor kontrolü altında olmalıdır.
Erken teşhis hayat kurtarıyor
Günümüzde meme kanseri vakaları artmakla birlikte tedavideki önemli gelişmeler de hastalara uzun ve kaliteli bir yaşam olanağı sunmaktadır. Erken dönemde teşhis edilen meme kanseri vakaları, günümüzde tamamen tedavi edilebilmekte ve hasta kanserden kurtulmaktadır. Kanser tanısı konulan hastalar; sosyal yaşamdan kopmamaları, morallerini yüksek tutmaları ve tedavi sürecinde yaşanabilecek sıkıntıları en aza indirecek önlemler açısından bilgilendirilmelidir. Hastaların günlük yaşamlarına devam etmelerini sağlamak, tedavi sürecinin olumlu sonuçlanması için oldukça önemlidir.
Kansere karşı bağışıklık sistemi güçlü olmalı
Güçlü bir bağışıklık sistemi tüm hastalıklarda olduğu gibi meme kanserinden korunmada da etkili bir faktördür. Her gün düzenli olarak lif ve probiyotik maya içeren gıdaların yanı sıra süt, yoğurt gibi gıdaların da alınması hem sağlığın korunması hem de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ile kanser riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son yıllarda bazı merkezlerde yapılan çalışmalar, B vitamininin meme kanseri riskini yüzde 50 oranında azalttığını göstermektedir. Bir başka çalışmada B vitamini eksikliği olan ve meme kanseri teşhisi konulan hastalarda, metastaz riskinin B vitamini düzeyi normal olanlara göre daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Balık, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, tereyağı B vitamininden zengin olan besinlerdir.
Cerrahide öncelik memenin korunması olmalı
Meme kanseri tanısı konulan hastalarda bir takım tarama testleri yapılarak, hastalığın başka organlara da metastaz yapıp yapmadığı araştırılır. Böyle bir durum yoksa kanser memede sınırlıysa cerrahi tedavi planlanır. Uzak organ metastazlarında ise tümör çapı büyükse cerrahi öncesinde neoadjuvan tedavisi ardından da cerrahi müdahale yapılır. Her meme kanserinde memenin tümünü almaya gerek yoktur. Tümörün bulunduğu bölge, yerleşim şekli ve türüne göre son dönemlerde meme koruyucu cerrahiler ön plana çıkmaktadır. Bu tedavide memenin tümü değil sadece tümörlü alan alınmaktadır. Multidisiplinel yaklaşım ile cerrahi sonrası kemoradyoterapi nüks oranını oldukça azaltmaktadır. Total mastektomi yapılsa bile aynı seansta rekonstrüktif cerrahi ile hastaya yeni bir meme yapılması mümkündür.
Meme kanserine karşı bu uyarıları dikkate alın
1- Kilo vermeye özen gösterin
Özellikle menopoz döneminde olan aşırı kilolu kadınlar, kilo kontrolüne önem vermelidir. Östrojen hormonunun kaynağı yağ dokusu olduğu için, bu dönemde aşırı kilolu kadınlarda meme kanseri riski ideal kiloda olanlara göre daha yüksektir.
2- Spora başlayın
Günde ortalama 1 saat spor-egzersiz yapmak meme kanseri riskini azaltır. Meme kanseri riskine yakalanıp sonradan iyileşen kadınlar da spor yapmaya özen göstermelidir. Çünkü hastalığa tekrar yakalanma riskine karşı koruyucudur.
3- Stres azaltıcı etkinliklerde bulunun
Stres her hastalıkta olduğu gibi meme kanserinde de tetikleyici faktörlerden biridir. Yoğun iş temposu, sorunlu özel hayat, gürültülü şehir yaşamı strese neden olarak günümüz insanını depresyona sürüklemektedir. Bu nedenle stresi azaltıcı etkinliklerde bulunmak yararlıdır. Spor yapmak, aile bireyleriyle gezilere çıkmak, doğada yürüyüş yapmak gibi etkinlikler stresi azaltabilir. Stres ve depresyon ile baş edilemiyorsa mutlaka bir psikolog yardımı alınmalıdır.
4- Kendi kendinizi muayene edin
Erken teşhis, meme kanseri tedavisinde büyük başarı sağlar. Bu yüzden her kadın ayda bir kez ayna karşısına düzenli kontrollerini yapmalıdır.
5- Mamografi ile takip altında olun
40 yaşın üzerindeki risk gurubunda olmayan kadınlar ortalama 2 yılda bir, risk gurubunda olan kadınlar (genetik yatkınlık olanlar) ise yılda 1 kez mamografi çektirmeleri önerilmektedir.