El, koltuk altı, yüz ve ayaklarda kişiyi rahatsız eden, utandıran ve günlük aktivitelerini kısıtlayan miktarlardaki terlemeye aşırı terleme dendiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Altan Kır, "Terlemeyi sosyal ortamlar, heyecanlanmak, ortam ısısı ve psikolojik durum artırabiliyor. Sempatik sinir sistemi denilen sinir grubunun aşırı aktivitasyonuyla oluşan aşırı terleme, kişiyi strese sokar ve gün içinde kesintilerle veya sürekli devam eder. Kişinin günlük aktivitesini ve yaşam kalitesini de bozan bu durumdan ellerin yanında vücudun diğer bölgeleri aynı anda etkilenebilir. Gün içinde değişik şiddetlerde terleme olabilir" dedi.
Aşırı terleme yaşam kalitesini etkiliyor
Duygusal uyaranların genellikle terlemeyi artırsa da herhangi bir sebeple de terlemenin ortaya çıkabildiğini söyleyen Kır, "Terlemenin fazla olması, özellikle ellerin ve koltuk altlarının sık sık ıslanması yaşam kalitesini etkiliyor. Genellikle çekingen karakterli olan bu kişilerin daha da sıkılgan ve utangaç olmalarına yol açıyor. Kariyer tercihini, arkadaş seçimini değiştiriyor ve bireysel aktivitelerini kısıtlayabiliyor. Hasta yaşam şeklini bilinçli veya bilinçsiz değiştiriyor. Baharatları azaltır, pamuklu kıyafetler giyer, yanında peçete ve yedek kıyafetler taşır. Sosyal ortamlardan uzak durmaya çalışıyor. Özellikle el ve koltuk altı aşırı terlemesi olan ve bu durum dolayısıyla kişinin hayatı etkileniyorsa mutlaka tedavi olması gerekiyor" açıklamasında bulundu.
Kimler tedavi olmalı?
• El sıkışmamak için yeni biriyle tanışmaktan çekiniyorsanız,
• Pantolonunuzun veya eteğinizin kenarı elinizi sildiğiniz için sürekli kirleniyor ve renk değiştiriyorsa,
• Bilgisayar kullanmakta sıkıntı yaşıyor ve yanınızda sürekli elinizi silecek bir şeyler taşıyorsanız,
• Kapı tokmaklarını çevirirken zorlanıyorsanız,
• Yanınızda yedek kıyafetler taşıyorsanız,
• Yazı yazarken zorlanıyorsanız,
• Özellikle sosyal hayatınız ve psikolojiniz etkilenmeye başladıysa, tedavi olmanız gerekir.
Ne zaman tedavi olmak gerekir?
Yukarıdaki şikâyetleri 18 yaşından önce dile getirenler cerrahi dışı tedavilerden yararlanabiliyor. Küçük yaşlarda ameliyat öneren bilimsel çalışmalar olmasına rağmen 18 yaşından önce cerrahi müdahale önerilmiyor. Çünkü ergenliğe geçişle birlikte duygusal tepkiler azalabilmekte ve aşırı terleme gerileyebiliyor.
Aşırı terlemenin cerrahi tedavisinde ETS yöntemi
Terleme tedavisinde cerrahi dışı ve cerrahi tedaviler olmak üzere iki yöntem mevcuttur. Cerrahi yöntemler, aşırı terlemede kesin sonuç veren yöntemlerdir. Amaç terlemeye yol açan sempatik zincirin fonksiyonunu bozmaktır. Bu fonksiyonu bozma işlemi, siniri çıkararak (sempatektomi) veya elektrokoterle yakarak, klipsle ezerek (sempatikotomi) yapılabilir. Bilinmesi gereken terminoloji tam doğru olmasa da bu işlemlere genel olarak Endoskopik torakal sempatektomi (ETS) adı verilir.
Hangi cerrahi yöntem kullanılırsa kullanılsın işlem el ve koltuk altı terlemelerinde %90'nın üzerinde başarılı sonuç veriyor. İşlem genel anestezi altında yapılıyor. Bir aksilik olmadığı takdirde işlemin tamamı 30 dakika kadar sürüyor. Girişimin yapılmasında göğüs boşluğu içine değişik giriş yöntemleri kullanılarak hasta uyutulup yarı oturur pozisyona getiriliyor.
Her iki kolu yana doğru açılıyor ve koltukaltı ön çizgisi ile kaburganın arasına 5 mm.lik cilt insizyonu yapılıp katlar geçildikten sonra çalışılan taraftaki akciğer söndürülüyor ve göğüs boşluğuna giriliyor. Port dediğimiz içinden kamera geçen iki ucu açık borucuğu göğüs duvarına yerleştiriliyor. Daha sonra koltuk altı kıllarının bittiği yerden diğer delikle (port) aynı hattan yine 5 mm.'lik delik açıp göğüs boşluğu içine giriliyor. Altdaki portdan kamerayı üst portdanda duruma göre elektrokoterli aleti veya klips enstrümanını ilerleterek omurganın göğüs boşluğu tarafındaki olukta seyreden sempatik sinirin 3. ve 4. kaburga arasındaki kısmını ya koterize (elektrik akımı vererek tahrip etmek) veya klips koyarak sinirin iletisi kesiliyor. İşlemi sonlandırdıktan sonra, akciğeri şişirilerek işleme son veriliyor. ✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!