Sabri Ülker Vakfı, soğuk kış aylarında yeterli ve dengeli beslenmenin önemini vurguluyor ve kışı daha sağlıklı geçirmek için neler yapılması gerektiğine dair önerilerde bulunuyor.
Havaların soğumasıyla birlikte, evde ve kapalı alanlarda geçirilen zaman artarken fiziksel aktivitelerimiz azalıyor, yaşam tarzımızın yanı sıra beslenme alışkanlıklarımız da değişiyor. Özellikle yetersiz beslenmeden ve soğuk havalardan dolayı bağışıklık sistemimiz güçsüzleşiyor. Aslında kış mevsiminden korkmaya gerek yok.
Besin değeri yüksek gıdalar tüketerek ve dengeli beslenerek kışı çok rahat atlatabilir, hastalıklara karşı korunabiliriz. Sabri Ülker Vakfı, "Kış aylarında daha sağlıklı beslenmek için hangi gıdaları tüketmeliyiz, hasta olmamak için nelere dikkat etmeliyiz" gibi soruların cevabını veriyor.
Kışın vazgeçilmezi: Taze meyve ve sebzeler
Enfeksiyondan ve soğuk algınlığından korunmanın yollarından biri, bağışıklık sistemini destekleyen taze meyve ve sebzeleri tüketmektir. Ara öğünlerde tüketilen taze meyve ve sebzeler vitamin ve mineral kaynağıdır. Bu besinler aynı zamanda kış aylarında hareketsizliğe bağlı olarak sindirim sorunları yaşanların da sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur. Portakal, mandalina, greyfurt gibi turunçgiller ile nar, elma, ayva ve muz gibi meyveler; maydanoz, ıspanak, pazı gibi yeşil yapraklılar ve lahana, brokoli, karnabahar, brüksel lahanası gibi sebzeler, kış mevsiminin bize sunduğu ve bağışıklık sistemimizi güçlendiren besinlerdir. Çocukları taze meyve ve sebze yemeye teşvik etmek amacıyla beslenme çantalarına sevdikleri kış meyveleri konulabilir.
Her besinin kendine özgü bir değeri var
Kış aylarında enerji kaybı yaşadığınız için ne yediğinize özellikle dikkat etmelisiniz. Örneğin, demir, çinko, bakır ve selenyum gibi mineraller ile A, E ve C vitaminleri enfeksiyonlar ile mücadelede rol oynar. Kırmızı etler ve yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinler proteinin yanı sıra, demir ve çinko kaynağıdır. Baklagiller ve yağlı tohumlar ise demir, çinko ve selenyum için önemli bitkisel kaynaklı besinlerdir. Kırmızı etler A vitamini; havuç ve balkabağı ise A vitamini öncüsü olan beta karotenden oldukça zengindir.
Sindirim sistemi, bağışıklık sisteminin en önemli parçasıdır. Bu yüzden sindirim sistemini etkileyen sorunlar vücudun savunma sistemini de etkileyebilir. Posa, yararlı bakteriler olan probiyotikler ve probiyotiklerin besin kaynağı olan prebiyotikler, sindirim sisteminin sağlığının korunması ve geliştirilmesine katkı sağlar. Yoğurt ve kefir, probiyotiklerin kaynağı olabilen geleneksel besinlerdir. Kereviz, enginar, pırasa ve hindiba gibi kış sebzeleri de prebiyotiklerin iyi birer kaynağıdır.
Bağışıklık sisteminin güçlenmesi için iyi bir uyku şart
Bu mevsimde soğuk nedeniyle çok fazla hareket edilemiyor. Bu yüzden metabolizma hızı yavaşlıyor ve gecelerin uzamasıyla birlikte geç saatlere yayılan besin ve içecek tüketiminin bir sonucu olarak da vücut ağırlığında artışlara neden olabiliyor. Evde kolaylıkla yapabilen egzersizler gün içinde daha zinde hissetmeye fazla kiloların önüne geçmeye yardımcı oluyor.
Havaların soğumasıyla birlikte, evde ve kapalı alanlarda geçirilen zaman artarken fiziksel aktivitelerimiz azalıyor, yaşam tarzımızın yanı sıra beslenme alışkanlıklarımız da değişiyor. Özellikle yetersiz beslenmeden ve soğuk havalardan dolayı bağışıklık sistemimiz güçsüzleşiyor. Aslında kış mevsiminden korkmaya gerek yok.
Besin değeri yüksek gıdalar tüketerek ve dengeli beslenerek kışı çok rahat atlatabilir, hastalıklara karşı korunabiliriz. Sabri Ülker Vakfı, "Kış aylarında daha sağlıklı beslenmek için hangi gıdaları tüketmeliyiz, hasta olmamak için nelere dikkat etmeliyiz" gibi soruların cevabını veriyor.
Kışın vazgeçilmezi: Taze meyve ve sebzeler
Enfeksiyondan ve soğuk algınlığından korunmanın yollarından biri, bağışıklık sistemini destekleyen taze meyve ve sebzeleri tüketmektir. Ara öğünlerde tüketilen taze meyve ve sebzeler vitamin ve mineral kaynağıdır. Bu besinler aynı zamanda kış aylarında hareketsizliğe bağlı olarak sindirim sorunları yaşanların da sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur. Portakal, mandalina, greyfurt gibi turunçgiller ile nar, elma, ayva ve muz gibi meyveler; maydanoz, ıspanak, pazı gibi yeşil yapraklılar ve lahana, brokoli, karnabahar, brüksel lahanası gibi sebzeler, kış mevsiminin bize sunduğu ve bağışıklık sistemimizi güçlendiren besinlerdir. Çocukları taze meyve ve sebze yemeye teşvik etmek amacıyla beslenme çantalarına sevdikleri kış meyveleri konulabilir.
Her besinin kendine özgü bir değeri var
Kış aylarında enerji kaybı yaşadığınız için ne yediğinize özellikle dikkat etmelisiniz. Örneğin, demir, çinko, bakır ve selenyum gibi mineraller ile A, E ve C vitaminleri enfeksiyonlar ile mücadelede rol oynar. Kırmızı etler ve yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinler proteinin yanı sıra, demir ve çinko kaynağıdır. Baklagiller ve yağlı tohumlar ise demir, çinko ve selenyum için önemli bitkisel kaynaklı besinlerdir. Kırmızı etler A vitamini; havuç ve balkabağı ise A vitamini öncüsü olan beta karotenden oldukça zengindir.
Sindirim sistemi, bağışıklık sisteminin en önemli parçasıdır. Bu yüzden sindirim sistemini etkileyen sorunlar vücudun savunma sistemini de etkileyebilir. Posa, yararlı bakteriler olan probiyotikler ve probiyotiklerin besin kaynağı olan prebiyotikler, sindirim sisteminin sağlığının korunması ve geliştirilmesine katkı sağlar. Yoğurt ve kefir, probiyotiklerin kaynağı olabilen geleneksel besinlerdir. Kereviz, enginar, pırasa ve hindiba gibi kış sebzeleri de prebiyotiklerin iyi birer kaynağıdır.
Bağışıklık sisteminin güçlenmesi için iyi bir uyku şart
Bu mevsimde soğuk nedeniyle çok fazla hareket edilemiyor. Bu yüzden metabolizma hızı yavaşlıyor ve gecelerin uzamasıyla birlikte geç saatlere yayılan besin ve içecek tüketiminin bir sonucu olarak da vücut ağırlığında artışlara neden olabiliyor. Evde kolaylıkla yapabilen egzersizler gün içinde daha zinde hissetmeye fazla kiloların önüne geçmeye yardımcı oluyor.