Koronavirüs (COVID-19) nedeniyle evde kaldığımız şu günlerde pek çok kişinin yaşadığı doymama hissi ile daha fazla yemek yeme isteğinin bilimsel bir açıklaması var.
Sabri Ülker Vakfı'nın derlediği bilgilere göre rutin yaşantımızdaki ani değişiklikler nedeniyle vücudumuz kronik strese maruz kalıyor. İnsanların çoğu da stresli olduklarında daha fazla yemek yiyor.
Vücudumuz stresle karşı karşıya kaldığında adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarının kandaki düzeyi artıyor. Geçici olarak ortaya çıkan bu durum kan basıncını artıyor ve stres ortadan kalktığında kan basıncı da normal düzeyine dönüyor. Kronik streste ise stres hormonlarına, özellikle kortizole uzun süreli maruz kalınıyor ve vücut sağlıklı bir dinlenme durumuna dönemeyebiliyor.
Yüksek düzeyli stres durumunda iştah bastırılıyor ancak iş sırasında baskı altında olmak gibi daha az yoğun ama daha uzun vadeli stres, yeme davranışını farklı şekillerde etkiliyor. Pek çok insan stres altındayken daha fazla yerken, yaklaşık yüzde 30'unun normalden az yediği tahmin ediliyor. Acil bir tehdit (akut stres) algıladığımızda beyin, hipotalamik-hipofiz-adrenal (HPA) sistemi de dâhil olmak üzere birçok sisteme bir sinyal gönderiyor ve stres hormonlarını aktive ediyor. Ölçülü yiyen ya da diyet yapan insanlarda stres, bilinçli kontrollerin ötesine geçerek 'sınırlandırılmış besinler'in aşırı tüketimine yol açabiliyor. İştahının ve metabolizmasının daha 'farkında olanlar' ise stresli durumlarda daha az yemek yeme eğilimine girebiliyor.
Stresli anlarda yemek fazla kiloları beraberinde getiriyor
Stresli anlarda daha çok besin tüketilmesi, stres semptomlarının azaltılmasını sağlayabiliyor ancak bu durum uzun sürede kilo almayla sonuçlanıyor. Stres karşısında yüksek kortizol tepkisi gösteren sağlıklı bireylerde bile bu durum geçerli.
Koronavirüsün yarattığı endişe ve kaygı durumu, kronik stres durumu yaratarak, kortizol seviyenin yükselmesine ve bu nedenle yeme eğiliminde artışa neden olabilir. Yüksek düzeylerde insülinle sinerji oluşturan yüksek kortizol düzeyleri ise bel çevresinde yağ birikimini artırabilir.
Stresle başa çıkmada mobil uygulamalar etkili olabiliyor
Stresi azaltmak için akıllı telefonlarla ulaşılan meditasyon uygulamaları, günlük beslenme şeklini ve fiziksel aktiviteyi takip eden uygulamalar kullanılabilir. Bu programlar son zamanlarda düzensiz beslenmeyi kontrol etmek ve farkındalık yaratmak amacıyla sıkça kullanılıyor. Programlarda, alışkanlığa bağlı düşünce şablonlarına, duygulara ve davranışlara sekte vurup, farkındalığı artıran teknikler kullanılıyor. Bu yaklaşım insanların öğrenilmiş tepkilerine güvenmekten ziyade açlık, tokluk ve duygularıyla bağlantı kurmalarına yardımcı oluyor. Bu konuyla ilgili yapılan bir çalışmada, stresi azaltmak için uygulanan farkındalık programlarıyla bireylerin %86'sının daha az yediği tespit edildi. Bu yaklaşım sadece yiyecek seçimlerini geliştirerek kilo kontrolüne yardımcı olmakla kalmayıp, altta yatan stresi de azaltıyor.
Stresle başa çıkmada fiziksel aktivite de oldukça etkili bir yöntem. Evde yapabileceğiniz fiziksel aktiviteler için Sabri Ülker Vakfı'nın önerilerinden faydalanabilirsiniz.
https://sabriulkerfoundation.org/TR/korono-virus-salgini-sirasinda-evde-aktif-kalin
Sabri Ülker Vakfı'nın derlediği bilgilere göre rutin yaşantımızdaki ani değişiklikler nedeniyle vücudumuz kronik strese maruz kalıyor. İnsanların çoğu da stresli olduklarında daha fazla yemek yiyor.
Vücudumuz stresle karşı karşıya kaldığında adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarının kandaki düzeyi artıyor. Geçici olarak ortaya çıkan bu durum kan basıncını artıyor ve stres ortadan kalktığında kan basıncı da normal düzeyine dönüyor. Kronik streste ise stres hormonlarına, özellikle kortizole uzun süreli maruz kalınıyor ve vücut sağlıklı bir dinlenme durumuna dönemeyebiliyor.
Yüksek düzeyli stres durumunda iştah bastırılıyor ancak iş sırasında baskı altında olmak gibi daha az yoğun ama daha uzun vadeli stres, yeme davranışını farklı şekillerde etkiliyor. Pek çok insan stres altındayken daha fazla yerken, yaklaşık yüzde 30'unun normalden az yediği tahmin ediliyor. Acil bir tehdit (akut stres) algıladığımızda beyin, hipotalamik-hipofiz-adrenal (HPA) sistemi de dâhil olmak üzere birçok sisteme bir sinyal gönderiyor ve stres hormonlarını aktive ediyor. Ölçülü yiyen ya da diyet yapan insanlarda stres, bilinçli kontrollerin ötesine geçerek 'sınırlandırılmış besinler'in aşırı tüketimine yol açabiliyor. İştahının ve metabolizmasının daha 'farkında olanlar' ise stresli durumlarda daha az yemek yeme eğilimine girebiliyor.
Stresli anlarda yemek fazla kiloları beraberinde getiriyor
Stresli anlarda daha çok besin tüketilmesi, stres semptomlarının azaltılmasını sağlayabiliyor ancak bu durum uzun sürede kilo almayla sonuçlanıyor. Stres karşısında yüksek kortizol tepkisi gösteren sağlıklı bireylerde bile bu durum geçerli.
Koronavirüsün yarattığı endişe ve kaygı durumu, kronik stres durumu yaratarak, kortizol seviyenin yükselmesine ve bu nedenle yeme eğiliminde artışa neden olabilir. Yüksek düzeylerde insülinle sinerji oluşturan yüksek kortizol düzeyleri ise bel çevresinde yağ birikimini artırabilir.
Stresle başa çıkmada mobil uygulamalar etkili olabiliyor
Stresi azaltmak için akıllı telefonlarla ulaşılan meditasyon uygulamaları, günlük beslenme şeklini ve fiziksel aktiviteyi takip eden uygulamalar kullanılabilir. Bu programlar son zamanlarda düzensiz beslenmeyi kontrol etmek ve farkındalık yaratmak amacıyla sıkça kullanılıyor. Programlarda, alışkanlığa bağlı düşünce şablonlarına, duygulara ve davranışlara sekte vurup, farkındalığı artıran teknikler kullanılıyor. Bu yaklaşım insanların öğrenilmiş tepkilerine güvenmekten ziyade açlık, tokluk ve duygularıyla bağlantı kurmalarına yardımcı oluyor. Bu konuyla ilgili yapılan bir çalışmada, stresi azaltmak için uygulanan farkındalık programlarıyla bireylerin %86'sının daha az yediği tespit edildi. Bu yaklaşım sadece yiyecek seçimlerini geliştirerek kilo kontrolüne yardımcı olmakla kalmayıp, altta yatan stresi de azaltıyor.
Stresle başa çıkmada fiziksel aktivite de oldukça etkili bir yöntem. Evde yapabileceğiniz fiziksel aktiviteler için Sabri Ülker Vakfı'nın önerilerinden faydalanabilirsiniz.
https://sabriulkerfoundation.org/TR/korono-virus-salgini-sirasinda-evde-aktif-kalin