Yaşın ilerlemesi ile birlikte hareket kabiliyetinde yaşanan azalmalar olağan bir durumdur. Bazen ortopedik bazense damarsal sorunlarda bu durumu etkiler.
Bu sorunların bir kısmı tedavi ile çözülebilirken, bir kısmında belli oranda iyileştirme yapılabilir. Dizlerindeki kireçlenme nedeniyle şiddetli ağrılar çeken bir kişinin diz protezi ile ağrıları giderilirken hareket kabiliyeti de kısmen düzeltilebilir. Benzer şekilde felç geçiren bir hastanın uygun tedavi ile güç kaybına uğrayan uzuvları normal işlevini kazanabilir. Avrasya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Habib Çil, periferik arter hastalığının bilinmeyenleri anlatıyor.
Periferik arter hastalığı nedir?
Kalp dolaşım merkezinin santrali, yani merkezidir. Perifer kelimesi merkezden uzak anlamındadır. Periferik arter hastalığı ise kalp ve kalp damarları dışındaki damarların hastalıklarını ifade eder. Periferik damar hastalıkları karotis (şah damar) karın aort bölgesi, bacak damarları ve kolları besleyen atardamarların darlık ve tıkanıklıklarını ifade eder.
Damar yağlanması en büyük nedenler arasında…
Periferik arter hastalığı yüksek ihtimal damar yağlanması nedeniyle gelişir. Kalp damarlarımızın tıkanmasına neden olan faktörler aynı zamanda periferik arter hastalığına sebep olur ve dahası periferik arter hastalarının çoğunda kalp damar hastalığı da bulunur.
Risk faktörleri;
Diyabet,
Sigara,
Hipertansyion,
Erkek cinsiyet,
Yüksek kolesterol,
İlerlemiş yaş.
Dolayısıyla bu risk faktörlerine sahip kişilerin periferik arter hastalığı yönünden değerlendirilmesi uygun olacaktır. Ayrıca kalp damar hastalığı bulunan kişilerin periferik damar hastalığı açısından da derinlemesine bir muayeneden geçmesinde yarar vardır.
Hastalık felç ile sonuçlanabilir…
Periferik arter hastalığında şikayetler, etkilenen damarla ilgilidir. Şayet şah damarda bir darlık söz konusuysa buradan köken alan bir pıhtı beyne yönelerek uç damarlardan birini tıkayabilir ve felce sebep olabilir. Bu durumda erken müdahale ile hem pıhtının çeşitli yöntemlerle eritilmesi hem de pıhtıya neden olan darlık bölgesinin açılması mümkün olabilir. Bunun erkenden yapılması halinde tekrarlayan inmelerin önüne geçebilir.
Topallama ile kendini ortaya çıkarabilir
Şayet tıkalı damar bacaklarımıza giden damarlar ise hasta genellikle belli bir mesafeyi yürüdüğünde bacaklarda, uyluk bölgesinde veya diz altı bölgesinde yanma, ağrı, uyuşma nedeniyle aralıklı topallama şeklinde bir yürüme şekli gelişir. Çoğu zaman hastalar ancak belli bir süre dinlendikten sonra yürümeye devam edebilir.
İyileşmek bilmeyen yaraları dikkate alın!
Söz konusu tıkanıklık bacaklarımıza giden damarlarda varsa ayak parmaklarından başlayan ve bir türlü iyileşmek bilmeyen kızarıklık veya yaralar gelişir ki bu çoğu zaman kötü bir sonla bitebilecek ciddi bir durumdur. Bu damarlar hızlı bir şekilde tedavi edilmezse ne yazık ki ayağın hatta bacağın gangrenine ve cerrahi olarak kesilmesine kadar gidebilir. Elbette ilk amaç bu aşamaya gelmeden hastanın teşhis edilip tedavisinin tamamlanmasıdır. Ancak ayak yaraları başladığında bile uygun tedavi ile bu yaraların düzelip bacağın kurtarılması mümkündür.
Tedavisi mümkün mü?
Tıpkı kalp damar hastalığında olduğu gibi burada da öncelik ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişikliğidir. Sigaranın bırakılması, diyabet, kolesterol ve hipertansiyonun kontrol altına alınması ve hastanın bol yürüyüşlerle bacak damarlarının daha geniş hale getirmesi amaçlanır. Özellikle bacak damar hastalarında ana sloganımız sigarayı bırak ve yürü şeklindedir.
İkinci aşamada ise hastanın ve hastalığın yerine özelliklerine göre girişimsel tedavi veya cerrahi tedavi kararının verilmesidir. Gelişen teknoloji ile birlikte girişimsel tedavi, periferik art hastalarının tedavisinin ana eksenini oluşturmaktadır. İlaçlı balonlar, ilaçlı stentler, şah damarları, bacak damarları ve kol damarlarının darlık ve tıkanıklıkların tedavisinde günümüz şartlarında rahatlıkla kullanılabilmekte ve oldukça olumlu sonuçlar almaktadır.